Genelde hileye hurdaya da olsa, kafası çalışan bir milletiz ama iş geçmişi hatırlamaya gelince “hafıza-i beşer nisyan ile malul” durum ortaya çıkıyor. O yüzden anımsayamayanlar olduysa diye hemen hatırlatayım. Başlığın telif hakkı Düzce Eski Belediye Başkanı Mehmet Keleş’e ait.
2016 yılında Düzce Belediyesine makam aracı alınır. Araba Audi A8. ÖTV’si, KDV’si, ilk dönem MTV’si derken arabanın anahtar teslim fiyatı 650.000 TL. E tabi Düzce gibi kendi çapında bir ilde o dönem bu para rahatsızlık uyandırır. Ne gerek var denir? Bu para bir kamu hizmeti için harcanamaz mıydı yahu diye homurtular yükselir.
Gerçi Düzceliler 2021 yılı Nisan ayı itibarıyla Audi A8’in fiyatının 2.931.227 TL olacağını bilseler, büyük ihtimal ne kadar vizyon sahibi, akıllı bir başkanları olduğu için Allah’a şükrederlerdi ama kısmet tabi. Neyse Düzcelilerin uzun vadeli yatırımcı başkanlarının günahını nasıl aldıklarını da (!) tarihe not düştükten sonra sadede gelmeye başlayalım.
Hakkındaki homurdanmalar yükselince başkan çıkar ve “Bizim neyimiz eksik? Biz il değil miyiz? Bizim hakkımız değil mi? Diğer belediyelerde bir değil iki tane var bu arabadan. İlçe belediyelerde bile var. Keçirören Belediyesi, Üsküdar Belediyesi başkanları binerken sıkıntı yok da ben binince mi sıkıntı oldu. Hem ayrıca satın aldık biz bunu, vergiden de düştük. Tamam o zaman biz neye binelim? Hepsi Audi ile gelsinler. Ben Passat mı çekeyim yanlarına? Böyle mi olsun yani? Düzceliler böyle mi temsil edilsin?” der.
Düzce ile sınırlı kalan tepki, sosyal medyanın da etkisiyle tüm memlekete yayılır. Audi gururlu ve mutludur. Bütün reklamlarında üst segmente ait olduğunu vurgulayan Volkswagen ise tam bir hayal kırıklığı içerisinde.
Çok geçmez bir yıl sonra damadı FETÖ’ye üye olmaktan tutuklanan Belediye Başkanı, partisine daha fazla zarar vermemek için istifa eder. Hatırlarsanız aynı kaderi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı da yaşamış, damadının FETÖ’ye üyeliği sebebiyle tutuklanmasının ardından, o da ikna yolu ile görevinden istifa etmişti. Bu devirde en çok damadı seçerken dikkat edeceksin. Ben bunu bilir, bunu söylerim. Neyse başımıza damat kadar taş düşmeden konumuza geri dönelim. Başkanın istifasının ardından 2018 yılında da o meşhur Audi, belediyenin otobüslerinin bakımını yapan firmaya olan borçlar ödenemediği için borcun karşılığı olarak satılır. Güzel başlayan hikaye acı son ile biter.
Ama yazının hikayesi tam da burada başlıyor. Haydi beraber “Hepsi Audi’ye binsin, Ben Passat mı çekeyim yanlarına?” hikayesinin 2021 versiyonuna bakalım.
Son bir yıldır önce döviz artışı vurdu araba piyasasını, sonra da ÖTV zammı. Araba almaya meylediyorsun, biriktiriyorsun bir şekilde parayı, tam alacaksın arabanı, Gülo’nun babası başlık parasına bir zam daha yapıyor. Sen biriktiriyorsun o arttırıyor. Tam bir kara sevda.
Gülo treni kaçıyor. Bu kez Emine’ye sevdalanıyorsun. Elektrikli araba alayım ÖTV’si de düşük diyorsun. Yerli araba da çıkacak zaten. Elbet ucuz olur herhalde galiba sanırsam. Başladın mı yine hayal kurmaya. Bu sefer hayaller uzun vadeli, temeli daha yeni atılmış fabrikanın üretim bandından inecek arabayı hayal ediyorsun, rengi de kırmızı. ÖTV düşük ya, kırmızı olsun 3 kuruş fazla olsun.
Ama o da ne. Emine’nin babası daha beter. Başlık parasına öyle bir zam yapmış ki, elektrikli araçlarda ÖTV %233 ile %333 arasında artmış. Yüzde işareti bile alışkın değil yanında bu kadar kalabalığa. Hadi Gülo çok yiyordu, çevresine karşı da faydadan çok zararı vardı ama Emine az yerdi, ağzı var dili yoktu hem de çevresi ile barışıktı. Hepsini geçtim Emine daha kurulmamış bir hayaldi, ona bile fırsat vermediler.
21. yüzyılın 21. yılının ümitsiz aşk hikayesi de buydu. Şimdi hikayenin başına dönelim ve Passat ile Audi çıkmazında ne haldeyiz bir görelim.
Her ne kadar Düzce Belediye Başkanı burun kıvırsa da bir Passat alalım ne dersiniz? Aracımız hazır. Passat 2.0 TDI SCR 150 PS DSG Elegance. Aracın fiyatı 828.100 TL. Aşağıda ise bu aracı almanız için ödemeniz gereken tutarın röntgeni mevcut.
Gördüğünüz gibi Volkswagen şirketi bir araba üretiyor ve arabanın karşılığında 279.441 TL verirsen ben kâr hedefime ulaşıyorum, ben mutluyum diyor. Ama tam bu noktada arabanın üretiminde hiçbir payı olmayan, aracın size ait olmasında hiçbir katkısı olmayan devlet tam 548.659 TL vergi ve harç bedeli talep ediyor sizden.
Güzel para. Akarı yok, kokarı yok. Araba ürettin de kolun mu yoruldu? Arabayı üretenin cirosu 279 bin lira, senin kârın 548 bin lira. Bu kadar yüksek bir bedel talep edildiğine göre ya araba sahibi olmak çok lüks bir şey bu ülkede ya da bu para önemli bir yerde kullanılacak. Bakalım bu para nereye kısmet olacak. Biz hesap kitaba devam edelim.
Şu eski başkanın Düzce halkını temsil ederken olmazsa olmazlarından olan AUDI’yi de bir inceleyelim. Volkswagen’de Passat’ı aldıysak AUDI’de de A6’ya bakalım. A6 Sedan 50 TDI Quattro 286 hp Sport Tiptronic modelini inceleyelim. Onun da günahının teferruatları aşağıdaki tabloda.
Hangisi daha pahalı peki? Audi A6 mı yoksa VW Passat mı? Kimin aldığına göre değişir. Burada kritik soru şu: ÖTV alan mısınız yoksa ödeyen mi? Çok soru sorduk biraz da cevap verelim.
Özel Tüketim Vergisi Kanunu ve Katma Değer Vergisi Kanunu gereği kamuya alınan araçlar her türlü vergiden muaf. Yani trafikte gördüğünüz çakarlıların tek muhatabı, arabayı üreten fabrika. Parasını verip alıyorlar, sanırım herkes için olması gerektiği gibi. AUDI A6 siyah plakalı olursa 445.251 TL, beyaz plakalı olursa 1.688.357 TL. Passat almak isteyen vatandaş Ahmet’in fabrikaya ödemesi gereken para 279.441 TL. Bu arabayı kullanabilmek için devlete ödemesi gereken tutar ise tam 548.659 TL. Cebinden çıkacak toplam para da 828.100 TL.
Yani tabloyu özetlersek; vatandaş Ahmet "temsil gücü zayıf" Passat’ına 828.100 TL bayılırken benim canım belediye başkanım sevdiceği Audi'sine 445.251 TL’ye kavuşuyor. Kaynak mı lazım? Vatandaş Ahmet ne güne duruyor? Vatandaşın Düzce Belediye Başkanınca burun kıvrılan Passat’ına ödediği toplam vergi tam 548.659 TL. Yani belediye başkanının AUDI’sine ödediğinden 103.408 TL fazla.
Rakamlara boğulduysanız basitleştirilebileği kadar basitleştirelim. Siz ayva alacaksınız 3 liraya. Satıcı da 3 liraya satmaya razı. Hiçbir sorun yok ticarette. Sonra birisi geliyor ve burada ayva sahibi olmak ayrıcalıklı bir hak. Bu yüzden sen ayva alacaksan satıcıya 3 lira vereceksin ama yiyebilmek için de bana 5 lira vereceksin. Sonra ben de gideceğim o beş liraya muz alacağım. Yani bu topraklarda ayvayı yiyebilmek için bile devletinize muz yedirmek zorundasınız.
Kamudaki araç saltanatı 2015 yılında gündem olduğunda dönemin maliye bakanı şöyle bir açıklama yapmıştı: Araç saltanatı diye ortalıkta bu işin istismarını yapanlar, topu topuna genel müdür ve üstünden bahsediyor. Taş çatlasa 2 bin genel müdür var. Hadi 40 müsteşar ve 100 müsteşar yardımcısı olsa abartıyorum, 26 bakan bunların hepsini toplasanız Türkiye’nin milli gelirinde, bütçesinde çerez parası değil, çerez.
Gelin bu pazar biraz düşünelim. Arabanız varsa bunun için nasıl yıllarca emek sarfettiğinizi, arabanız yoksa da araba sahibi olma hayalinden bile her geçen gün nasıl uzaklaştığınızı düşünün. Ha bunu yaparken de tabi yanınızda artık içini doldurması giderek zorlaşan bir çerez tabağını da eksik etmeyin ki, zihnimiz açılsın.
Sonra da karar verelim kim mağdur? Hikayenin başında kamunun kaynakları ile makam aracı olarak Audi aldığı için hedef haline geldiğinden dolayı isyan eden Belediye Başkanı mı mağdur yoksa Belediye Başkanının burun kıvırdığı Passat’ı alabilmek için yüz bin liradan fazla yakıtı ile birlikte makam aracı olarak devletine Audi A6 hediye etmesi gereken vatandaş Ahmet mi? Karar sizin.
Eğer yazıyı beğendiyseniz;
Yeni yazılardan haberdar olabilmek için siteye ücretsiz üye olabilir ya da sosyal medya hesaplarını takip edebilirsiniz,
Yazılardan daha fazla kişinin haberdar olmasını isterseniz de, yazıyı aşağıdaki logolar vasıtasıyla whatsapp/telegram gruplarında ve sosyal medya uygulamalarında paylaşabilirsiniz.
Her zaman farkında kalabilmek ümidiyle.
Comments