top of page

Ben Demiştim!

Yazarın fotoğrafı: Serbest KürsüSerbest Kürsü

Uzun bir süredir burada bir şeyler karalamıyordum. Yaşanacakları da, gerekçelerini de teker teker yazmıştım zaten. Herkes mevcut durumu artık kanıksadığı için kimsenin bir şey dinlemeye ihtiyacı olmadığı gibi, benim de bir şey anlatmaya hevesim kalmamıştı. Fakat öyle günlerden geçiyoruz ki sessiz kalmak mümkün olmadı. Yine de yeni bir şey söylemeyeceğim, “ben demiştim” diyerek daha önceki yazılarıma atıfta bulunduğum, çıkış yolu için de yine geçmişte yazdıklarıma işaret ettiğim yeni bir yazıya hoş geldiniz.


Küçük Amerika olma hevesiyle yola çıktıktan sonra dönüp dolaşıp imitasyon bir Rusya olma sürecinin en kritik dönemeçlerinden birinde yazıyorum bu yazıyı. Şunu tekrar tekrar ifade etmek gerek. Türkiye’de bir iktidar sorunu yok. Her kim ki herhangi bir ülkeyi 25 yılı da aşacak bir yönetme erkine sahip olur; son durağı mutlaka tiran olmaktır.


Tiran ne diyecek olursanız. Tiran, hukuk ve anayasa kurallarından bağımsız bir yönetim biçimi sergileyen önderi ifade eder. Terimin kökeni Antik Yunan'a dek uzanmaktadır. Tiranlar genellikle zalim olarak tasvir edilirler ve konumlarını baskıcı yöntemlere başvurarak muhafaza ederler. İşte tam da bu yüzdendir ki devleti yönetenler bir tirana dönüşmesin diye gerçek demokrasilerde sistem size hiçbir şekilde devleti 10 yıldan fazla yönetme yetkisi vermez. Türkiye’de de iktidar, dünya üzerindeki tüm uzun vadeli iktidarlar gibi zorbalaşırken; belki de ülkedeki son demokratik seçim şansını muhalefet nasıl kullandı peki?


Çarşamba’nın gelişi perşembeden belli olur değil mi? Bu yaşanacakları bakın 8 Ocak 2023 tarihli “Bay Kemal” yazısında kendi çapımda Kemal Bey’e aday olmaması için yalvarırken nasıl ifade etmişim:

Atalarımızın şöyle bir sözü var: “Hastanın işini yatağında bitireceksin.” Anladınız siz onu. Orijinal hali bu değil ama meali şu; bir düşmanınızın zor durumda olduğunu duyduğunuzda ona toparlanma fırsatı vermeden saldırın. Kendisinin sebep olduğu ekonomik krizin tam ortasında, deprem felaketi ile binlerce bina yıkılıp milyonlarca insan evsiz kalmışken yapılan seçimde muhalefet ne mi yaptı? Güle oynaya kazanacak iki adayı yerine anketlere göre seçimi kaybedecek tek kişiyi aday gösterdi. Bay Kemal’in masadaki siyasal islamcı yandaşları ile millete nanik yaparak aday oluşuna, muhalif seçmen bırakın tepki göstermeyi bir de destek olunca iki yıldır sonuçlarına katlandığımız süreç de başlamış oldu.


Açıkçası Kılıçdaroğlu’nun yaşattığı hezimetin ardından ancak, bir gece evinde kafasına sıksaydı belki o zaman, “yazık yahu adama o da kazanacağına inandı, heves etti ama başaramadı Allah rahmet eylesin” derdim ama kendisi bırakın onurlu bir şekilde intihar etmeyi bir de utanmadan tekrar CHP’nin kurultayında aday oldu. Yetmedi bir de kurultayın ilk turunda %48 oy aldı. Neredeyse yeniden başkan seçiliyordu. En iyisi ben bu noktada bir video molası vereyim yazıya.

Bay Kemal’i aday yapmak uğruna kimler harcanmadı ki? Karşı mahalleden oy alabilen ve partisinde siyaset yapma imkanı bırakılmadığı için kendisine parti kuran Muharrem İnce bir avuç medyatik şarlatan eliyle linç edildi. Seçmenleri çoluk çocuk diye aşağılandı ve sonunda ne mi oldu? Karşı mahalleden binbir emekle alınan oynar eski mahallesine geri döndü. Hatta iş o kadar antipatik hale geldi ki Muharrem İnce’ye yapılanlar nedeniyle sol görüşlü seçmenin dahi eli Kemal Bey’e gitmedi ve bu seçmen sandığa gitmedi. Oysa bakın ne güzel ifade etmişiz 26 Mart 2023 tarihli “Bir Memleket Meselesi” yazısında:

Bugünlerde ne oluyor peki? Rakibinizin elemanı yani hain ilan ettiğiniz adam gelsin de Saraçhane’de bir konuşma yapsın, meydan bir konuşmacı görsün diye yollarını gözlüyorsunuz. Haklının acelesi yok ama işte ömür de geçiyor. CHP oyları ile meclise soktuğunuz 39 milletvekili şimdi Ak Parti’nin emir eri gibi çalışırken şu adamın o dönem size nasıl yalvardığını, yapmayın etmeyin dediğini iyi hatırlayın.


Dönemin kahramanlarından olup ortalarda gözükmeyenler de var elbet. İyi niyetli olduğunu düşünüp masada süreci yönetemeyerek sonunda oltaya getirildi mi dersiniz yoksa zaten Erdoğan’ın asenasıydı mı dersiniz bilmem ama şimdi ortalara çıkmaya yüzü olmayan Meral Hanım'a da 19 Mart 2023 tarihli “Peki ya böyle İYİ mi?” adlı yazımızda nasıl yol göstermişiz bir bakalım:

Muhalefet partileri ve seçmenleri bu haldeyken, seçmenlerinin gözünde yarı tanrı rolündeki Erdoğan’ı alt etmek öyle kolay değil. Onu yenmek için başarısızlıklarına bahane arayan ve kendi dışında yer yüzündeki bütün unsurları suçlayan vasat bir “yapı” yerine başarının peşinde koşan, azla yetinmeyen ve daima daha iyisi için gelişen ve değişen bir kimliğe bürünmek gerek. Tamam tamam futbola girmiyorum bugün, sustum.


Ne yapılması gerektiğini de söylemişiz. Hem de yumurta kapıya dayandığında değil. 4 Haziran 2023 tarihinde, seçimin ertesi haftası, muhalifler için etraf zifiri karanlık ve herkes siyasete küsmüşken. Buyurun "Müstahak" adlı yazıma:

Şimdi herkesin kendisine mürşit olarak gösterdiği Gençliğe Hitabeyi seçimin ertesi haftası paylaşmışız. Kaybedilecek tek bir gün olmadığının farkında olarak. Üzerinden 2 yıl geçmiş ama değişen bir şey yine yok.


Peki ne yapmalı? Elbette bu yaşananlara sadece sokakta değil tüm alanlarda bir tepki gösterilmeli. Müslümanların kalesi olan Kabe’nin yanında hacılar Starbucks’tan kahvelerini alıp tavaf edebiliyorken, bu topraklarda Starbucks’tan kahve alanları darp eden protestocular olduğu gibi şimdi de yasaklanmasına rağmen elbette protestolara katılan ve sesini yükselten muhalif göstericiler de olacaktır. Yeter ki barışçıl yollardan şaşmasınlar. Ama şu bir gerçek ki bu iktidar ne gösterilerle ne de protestolarla yıkılır. Yıkılmasın da. Bu ülkenin kurucusunun da dediği gibi. “Geldikleri gibi giderler.” Yani seçim ile. Ne yaparlarsa yapsınlar bu ülkenin seçmenleri için tek alternatif olmadıklarını sandıkta acı bir şekilde öğrenerek. Yeter ki siz yukarda yazdığım reçeteyi iyi uygulayın.

 

Eğer yazıyı beğendiyseniz;


Yeni yazılardan haberdar olabilmek için yazının en üstünde sağ köşesinde yer alan "Kaydol" sekmesinden siteye üye olabilir ya da aşağıdaki logolar vasıtasıyla sosyal medya hesaplarını takip etmeye başlayabilirsiniz.


Yazılardan daha fazla kişinin haberdar olmasını isterseniz de, yazıları whatsapp/telegram gruplarında ve sosyal medya uygulamalarında paylaşabilirsiniz.


Her zaman farkında kalabilmek ümidiyle.




Comments


bottom of page